Posted by admin in on 27th 04 2012
Yazan: Tunç Beyhan
İstanbul’da Nisan ayları her zaman sürprizli olur, yine öyle oldu. Arkeoloji Müzesi gezimize başlamak uzere Gülhane parkının önünde buluştuğumuzda, bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu..
İlk durak Eski Şark Eserleri müzesi oldu. Tabi okçuluk odaklı olduğumuz için, stellerdeki yayların nevi başlıca gündem maddemizdi. Binayı gezdikten sonra hedefimiz, salt müze binası olması amacıyla Dünya üzerinde yapılan ilk binalardan biri olan Arkeoloji Müzesi’ ydi. Sağ kanatta bulunan heykel salonları restorasyon nedeniyle kapalıydı. Her zaman ön çalışma yapmanın gerekliliğini gösteren bir şey daha!
Sol kanattan müzeyi gezmeye başladık. Sayda kral mezarları bizi yeniden büyüledi. Tabi arada Ağlayan Kadınlar lahtiyle ilgili ilginç savlar da çıkmadı değil. Lahitler turunun ardından restorasyon yüzünden ek binada sergilenen heykel seçkisini gezdik.
Helenistik dönem şaheserlerini görüp, üst kata çıktık. Takdir edersiniz ki temrenlere özel ilgi gösterdik… Yılanlı sütünün bizde kalan tek parçasının önünde aziz Spartlalılar’ ı saygıya andık. Trakya, Bitinya, Bizans salonlarını da gezip, Fatih’in yaptırdığı Çinili Köşk gezisiyle turumuzu tamamlayıp, kültürel aktivitelerin en iyi, yemekle tamamlanacağını bilen Tirendazlar olarak günümüzü yemek ve hoş sohbetle tamamladık.
Darısı yeni Tirendaz aktivitelerine!
Gezinin fotoğraf albümüne buradan ulaşabilirsiniz:
Albüm